27 Mart 2010 Cumartesi

OKUMA TİYATROSU: OYUNCUNUN GİZEMLİ MECRASINA BİR YOLCULUK

Tiyatronun, üç temel öğesi var: Metin, oyuncu ve seyirci. Bunlar dışında, tiyatroyla ilgili aklınıza gelen hangi terimi ya da kavramı çıkartırsanız çıkartın, bir tiyatro performansından sözedebiliriz. Ama bu üç öğeden birine dahi dokunsanız ortaya çıkan şeyin bir tiyatro eseri olması mümkün değil.

Seyirci olarak, sahnede izlediğimiz oyunlarda, oyunun defalarca prova edilip, türlü süzgeçlerden geçmiş haline şahit oluruz. Oyunun, seyircinin karşısına çıktığı ana kadar, ne çabalar, akıtılan ne terler olduğunu tahmin etmek zordur.

Yönetmenin, farklı bir tercihi ya da arayışı yoksa, bir oyunun provalarının ilk aşaması okuma provaları olur. Bu dönemde, oyun, yönetmenin ve oyuncuların kafasında iyice şekillenerek, bu "takım oyunu"nda iyi bir oyunun ortaya çıkması için gerekli olan fikir birliğine varılır ve genellikle bir hafta kadar süren bu dönemden sonra sahne provaları başlar. Oyunun seyirciyle buluştuğu o ilk günde ise, okuma provalarındaki acemilikler, yeni bir metinle karşılaşmanın getirdiği heyecanlar, çoktan unutulmuştur bile.

Fakat iş, okuma tiyatrosunda değişiyor: okuma tiyatrosunda seyirciyle buluşma, metnin sadece iki kere okunmasından sonra ortaya çıkar. Seyirci penceresinden baktığımızda, bir okuma oyununu izlediğimizde, kendimizi hazırlık aşamasında olan bir oyunun prova dönemindeki ikinci günü izliyormuş gibiyizdir. Sanki oyun provalarını takip etmeye hak kazanmış bir denetmen, bir otorite gibi oturup, oyunu gözlemleme fırsatımız olmuştur.

İşin oyuncu kanadındaki heyecan ve kaygıları tahmin etmeniz zor olmasa gerek. Zira, oyuncu bilir ki, okuma oyunu çok farklı bir dinamik gerektirir. Kostümler, dekor, makyaj, ses, ışık ve ezberleme ve oyunculuk çalışmaları için ayrılan bir aylık, görece uzun, bir prova dönemi olmadan, seyirciyi oturduğu koltuklarda layıkıyla ağırlamak zor bir iştir. Oyuncunun bunu yapabilme becerisi, tiyatronun başka hiçbir türünde bu denli kendini göstermez. Oyuncu, oyunu okumaya başladığı andan itibaren bunun bilinciyle çalışır.

Sizler de, oyuncuların hiç görmediğiniz bu gizemli mecrasına ancak okuma tiyatrosuyla şahitlik edebilirsiniz. Tadını çıkartmaya bakın...

Koray ONUR

Not: Bu yazı, Kocaeli Şehir Tiyatrosu bünyesinde yapılan, okuma tiyatrosu etkinlikleri için kaleme alınmıştır.

Hiç yorum yok: