29 Nisan 2010 Perşembe

Zeki Müren


Türk sanat müziğinde, adı belirlenmiş makam sayısı 590'dır. Her makam için bestelenmiş parçaları düşünürsek epey fazla bir şarkı olduğunu tahmin etmez zor değil.

Herhangi bir türde şarkı söylüyorsanız, bir şarkının herhangi bir yerinden başlamanın zorluğunu bilirsiniz. Şarkının ortasından bir yerinden girmek için, içimizde hızla oraya kadar olan bölümü tekrarlarız çoğu zaman.

Henüz 18 yaşlarında TRT'nin açtığı sınavda, "Ne söyleyeceksin, evladım?" diye soran ustalarına, "Efendim, hangi parçayı ve neresinden isterseniz, oradan başlayarak söyleyebilirim." diyen bir büyük yetenektir Zeki Müren.

Zeki Müren, Türkiye'nin sosyal ve politik anlamda çok zor dönemlerden geçtiği bir zamanda, cinsel tercihiyle de tartışmalı ve kim ne derse desin, olumlu yönde toplumu evrime uğratmış bir kişi olmuştur. Bu yönüyle de gayet dikkate değer bir sanatçıydı. Yaşamının son dönemlerinde yapılan bir röportajında, gazetecinin, cinsel tercihine, Türk halkının yaklaşımı ile ilgili bir soruya verdiği cevap gerçekten çok önemlidir: "Efendim, Türk halkı, herkese, her şeyi helal etmez. Bana çok şeyler helal etti, kendilerine müteşekkirim." Cevaptaki, inceliği, kimseyi kırmama isteğini, ve halkına duyduğu samimi sevgiyi görmemek mümkün değil.

Bir de, sürekli Bülent Ersoy'la karşı karşıya getirilmek istenmiş ve buna hayatı boyunca gerçekten çok güzel bir şekilde direnmiştir. Ama söylemeden edemeyeceğim şudur ki, Bülent Ersoy'da çok güçlü bir sestir fakat artikülasyonu zayıftır. Yani bir şarkı söylerken, eğer siz sözlerini bilmiyorsanız, Bülent Ersoy, şarkıyı güzel söylemek için kelimelerin anlaşılmasından feragat eder. Oysa Zeki Müren'in, şarkı söylerken, kelimelerinin hepsini anlarız. Bunu neden vurguluyorum? Zira normal hayatta konuştuklarımızın anlaşılması kadar, şarkı söylerken de sözlerin anlaşılması çok önemlidir.

"Ben onun zamanında yaşadım." diye gururla bahsedebileceğimiz, bilim adamları, sanatçılar vardır. Benim için Zeki Müren, bu sanatçılardan biridir.

Hiç yorum yok: