Sevgi ve aşk ilişkilerinde bu kavramların o kadar büyük önemi var ki, üzerine biraz kafa yorsak, her şeyin çözümünün burada yattığını bulabiliriz. İlişkilerdeki sorunları halletmenin ne kadar kolay olduğunu görünce şaşırabilirsiniz.
Duygusal ilişkilerde gördüğüm kadarıyla insanların sorunları büyük oranda teklik ve birlik kavramlarının çatışmasından ortaya çıkıyor.
Tek, yani eşsiz olmak insanın en önemli özelliklerinden biri (bir ve tek olmak üzerine bkz. buraya). Yaşayış, hayata bakış, çevreyi algılayış vs. noktasında kimse kimseye benzemiyor. Oysa insan ne zaman birileriyle ilişkiye geçmeye başlasa, hayata bakışlardaki bu farklılık hemen ortaya çıkıyor. Benzersizliğimizi bir ilişki içersinde koruyabilmek, zor ve emek gerektiren uzun bir süreç.
Karşımızdaki ile “ilişki kurmak” yerine, onunla “birlikte olma”ya çalışsak bütün sorunlar çözülecek. Formül kolay ve cevap yanıbaşımızda, gel gör ki, uygulaması zor.
İnsanlar ilişki kuruyorlar, ama birliktelik kurmuyorlar. Tekliklerini birlik içinde korumaya çalışıyor, sonra da “Neden uyuşamıyoruz?” diye, üzüntüyle soruyorlar.
Çünkü bir olmak, öyle hop diye olacak bir şey değil. Bu uzun yol, sabır, tokgözlülük ve disiplini barındıran özellikler bekler. Eğer sizde bunlar yoksa, kimseyle birlikte olamazsınız. İlişkileriniz gelir, geçer ama birliktelik sadece bir hayal olarak kalır.
Birlikte olmak, fiziksel değil, mental bir durumdur. Birlik hali, sevgilinin hep dibinde olması gibi bir şart aramaz. O, bu tip kaygılardan uzak; kendinden ve karşısındakinden emin; “ona rağmen” değil, “onun için” varolan ve yıpratmayan bir haldir.
Şimdi kendi ilişkilerinize bakın ve bunlar bende var mı diye düşünün. Ancak bunu düşündükten sonra gerçek bir tartım yapabilirsiniz.
Birlikte olmayı duygusal ilişkiler açısından anlatıyor olsam da, bu sorunun çözülmesiyle her tür ilişkinin düzeltilebileceğini görebilirsiniz.
İlişki, “ilişik olmak”tan gelir; birliktelik “bir olmak”tan...
Hangisini istediğinize karar verin. İkisi de birer yoldur. Siz ne istediğinizi bilin...
Duygusal ilişkilerde gördüğüm kadarıyla insanların sorunları büyük oranda teklik ve birlik kavramlarının çatışmasından ortaya çıkıyor.
Tek, yani eşsiz olmak insanın en önemli özelliklerinden biri (bir ve tek olmak üzerine bkz. buraya). Yaşayış, hayata bakış, çevreyi algılayış vs. noktasında kimse kimseye benzemiyor. Oysa insan ne zaman birileriyle ilişkiye geçmeye başlasa, hayata bakışlardaki bu farklılık hemen ortaya çıkıyor. Benzersizliğimizi bir ilişki içersinde koruyabilmek, zor ve emek gerektiren uzun bir süreç.
Karşımızdaki ile “ilişki kurmak” yerine, onunla “birlikte olma”ya çalışsak bütün sorunlar çözülecek. Formül kolay ve cevap yanıbaşımızda, gel gör ki, uygulaması zor.
İnsanlar ilişki kuruyorlar, ama birliktelik kurmuyorlar. Tekliklerini birlik içinde korumaya çalışıyor, sonra da “Neden uyuşamıyoruz?” diye, üzüntüyle soruyorlar.
Çünkü bir olmak, öyle hop diye olacak bir şey değil. Bu uzun yol, sabır, tokgözlülük ve disiplini barındıran özellikler bekler. Eğer sizde bunlar yoksa, kimseyle birlikte olamazsınız. İlişkileriniz gelir, geçer ama birliktelik sadece bir hayal olarak kalır.
Birlikte olmak, fiziksel değil, mental bir durumdur. Birlik hali, sevgilinin hep dibinde olması gibi bir şart aramaz. O, bu tip kaygılardan uzak; kendinden ve karşısındakinden emin; “ona rağmen” değil, “onun için” varolan ve yıpratmayan bir haldir.
Şimdi kendi ilişkilerinize bakın ve bunlar bende var mı diye düşünün. Ancak bunu düşündükten sonra gerçek bir tartım yapabilirsiniz.
Birlikte olmayı duygusal ilişkiler açısından anlatıyor olsam da, bu sorunun çözülmesiyle her tür ilişkinin düzeltilebileceğini görebilirsiniz.
İlişki, “ilişik olmak”tan gelir; birliktelik “bir olmak”tan...
Hangisini istediğinize karar verin. İkisi de birer yoldur. Siz ne istediğinizi bilin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder