İzlediğim bir oyunu sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim. Aslında izlediğim her oyunu buralara yazmak gibi bir isteğim olsa da, üşengeçliğin elinden kurtulan çok az şeyi görüyorsunuz burada.
İstanbul Şehir Tiyatroları’nın birkaç yıldır başdramaturgluğunu yapan Tarık Günersel’in yazdığı; Türk Tiyatrosu’nun önemli isimlerinden biri olan Erol Keskin’in yönettiği Zırhlı Kurt adlı oyun.
Osmanlı Tarihi, diğer sanat dallarımızın aksine, tiyatro yazınında kendine oldukça yer bulmuş ve bulmakta olan bir konudur.Bu anlamda, Osmanlı Tarihi konusuna gereken önem verilmediği konusundaki eleştirilerden, başı dik çıkabilecek bir alandır tiyatro.
Zırhlı Kurt, Tarık Günersel’in, Osmanlı Tarihi konusunda tiyatro yazınına kattığı önemli oyunlardan biri. Bir kere iyi bir metin var elimizde, yapısı itibariyle ritmi düşük olmasını, dolu içeriğiyle kapatan, bizi oyundan koparmayan, “Her cümlesinde bir şey söylenmek istiyor, kelimeler sarf edilmiyor, istif ediliyor.” diye düşündürten bir metin. Önemli tarihsel şahsiyetlerden alıntılanan sözler, kullanılan bazı hikayeler ve arada serpiştirilen esprilerle metnin gücü destekleniyor. Uzun sözün kısası, ustalıklı, sadece dinlenmeye bile değer bir metin var sahnede.
Erol Keskin’in rejisi, elindeki bu metnin ihtiyaçlarını karşılar nitelikte, kalifiye bir teatral anlayışla bezeli. Bununla şunu demek istiyorum. Oyunun sahnelenişinde, bir tavır için çalışılmış ve bu tavır, ortak bir şekilde kotarılmış.
Aslı Öngören, oldum olası beğendiğim bir oyuncu. Tip ve oyunculuk tavrı olarak onu tanıyanlara, hemen Kösem Sultan için çok iyi bir seçim olduğunu düşündürtür. Ancak, bu düşünce, her ne kadar doğru olsa da, onun oyunculuğuna değerinden az paha biçmek olur. Zira, Aslı Öngören, yıllardır skalasındaki birçok renkle bizi tanıştırdı. Şimdi ise, bunu, aynı oyun içerisinde birkaç rolü birden oynayarak yapıyor.
Murat Coşkuner'i, Taner Barlas’ın yönettiği, Tolstoy’un bir öyküsünden sahneye uyarlanan Bir Atın Öyküsü adlı oyundaki, Alaca rolünden beri ilgiyle takip etmekteyim. Murat Coşkuner, yaşlanmayan biri, bu hem fiziksel olarak hem de oyunculuk enerjisi olarak böyle. Onu, şimdiye kadar birçok oyunda izledim ve beni her zaman oyunculuğuyla tatmin etti. Buradaki IV. Mehmet yorumuyla yine beni şaşırtmadı. Upuzun tiradları tekdüzelikten kurtararak, metnin güzelliklerini parlatacak incelikle bize aktardı.
İbrahim Gündoğan, bu iki oyuncuyla birlikte son derece başarılı bir performans sergiliyor. Oyunun önemli yüklerinden biri onda, zira çok fazla kişiyi birden canlandırması, bunlar arasındaki farkları sırıtmadan, usturuplu bir şekilde koyması gerek. Eh, bunu da bir hayli başarıyor.
Zırhlı Kurt, rahatlıkla önerebileceğim bir oyun. Oyun, arasıyla birlikte 2 saat kadar sürüyor. Şimdiden iyi seyirler.
İstanbul Şehir Tiyatroları’nın birkaç yıldır başdramaturgluğunu yapan Tarık Günersel’in yazdığı; Türk Tiyatrosu’nun önemli isimlerinden biri olan Erol Keskin’in yönettiği Zırhlı Kurt adlı oyun.
Oyun, ilk temsilini 16 Mart 2011 tarihinde, Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde yapmış. |
Zırhlı Kurt, Tarık Günersel’in, Osmanlı Tarihi konusunda tiyatro yazınına kattığı önemli oyunlardan biri. Bir kere iyi bir metin var elimizde, yapısı itibariyle ritmi düşük olmasını, dolu içeriğiyle kapatan, bizi oyundan koparmayan, “Her cümlesinde bir şey söylenmek istiyor, kelimeler sarf edilmiyor, istif ediliyor.” diye düşündürten bir metin. Önemli tarihsel şahsiyetlerden alıntılanan sözler, kullanılan bazı hikayeler ve arada serpiştirilen esprilerle metnin gücü destekleniyor. Uzun sözün kısası, ustalıklı, sadece dinlenmeye bile değer bir metin var sahnede.
Erol Keskin’in rejisi, elindeki bu metnin ihtiyaçlarını karşılar nitelikte, kalifiye bir teatral anlayışla bezeli. Bununla şunu demek istiyorum. Oyunun sahnelenişinde, bir tavır için çalışılmış ve bu tavır, ortak bir şekilde kotarılmış.
Aslı Öngören, oldum olası beğendiğim bir oyuncu. Tip ve oyunculuk tavrı olarak onu tanıyanlara, hemen Kösem Sultan için çok iyi bir seçim olduğunu düşündürtür. Ancak, bu düşünce, her ne kadar doğru olsa da, onun oyunculuğuna değerinden az paha biçmek olur. Zira, Aslı Öngören, yıllardır skalasındaki birçok renkle bizi tanıştırdı. Şimdi ise, bunu, aynı oyun içerisinde birkaç rolü birden oynayarak yapıyor.
Murat Coşkuner'i, Taner Barlas’ın yönettiği, Tolstoy’un bir öyküsünden sahneye uyarlanan Bir Atın Öyküsü adlı oyundaki, Alaca rolünden beri ilgiyle takip etmekteyim. Murat Coşkuner, yaşlanmayan biri, bu hem fiziksel olarak hem de oyunculuk enerjisi olarak böyle. Onu, şimdiye kadar birçok oyunda izledim ve beni her zaman oyunculuğuyla tatmin etti. Buradaki IV. Mehmet yorumuyla yine beni şaşırtmadı. Upuzun tiradları tekdüzelikten kurtararak, metnin güzelliklerini parlatacak incelikle bize aktardı.
İbrahim Gündoğan, bu iki oyuncuyla birlikte son derece başarılı bir performans sergiliyor. Oyunun önemli yüklerinden biri onda, zira çok fazla kişiyi birden canlandırması, bunlar arasındaki farkları sırıtmadan, usturuplu bir şekilde koyması gerek. Eh, bunu da bir hayli başarıyor.
Zırhlı Kurt, rahatlıkla önerebileceğim bir oyun. Oyun, arasıyla birlikte 2 saat kadar sürüyor. Şimdiden iyi seyirler.
Not: Oyunun künyesi ve online bilet için buraya tıklayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder