21 Nisan 2022 Perşembe

AŞK İÇİN KİRLENMEK


Bir atölye düşünelim: Örneğin, bir demirci atölyesi olsun. Günümüzde yapılabilecek neredeyse tüm demir işlerini, bireylerin kendi ortamlarında yapması ile ilgili bir engel de yoktur artık. Gerekli aletler çok daha ulaşılabilir bir hale geldi. Bir işin nasıl yapılması gerektiğini öğrenme yollarına da ulaşmak son derece kolay. Neden bir atölyede iş yaptırmaya ihtiyacımız var?


İlk olarak şunu söyleyeyim, bir alanın sadece bir iş için ayrılması son derece güçlü bir şeydir. Biliyorum artık “multifunctional” ortamların çağındayız. Gelegelelim bu “her şeyi vadeden” alanlar hiçbir şey sağlayamıyor. Mesela sadece kahve sattığı iddiasındaki bir yer, artık küçük bir pastane alanına dönüşmüş durumda. Bu ahengin içine doğmuş insanlar hem iyi bir tatlı, hem de iyi bir kahve aldıklarını düşünebilirler ama bu, kategorik olarak mümkün değil. Dolayısıyla yediğiniz tatlı bir tatlıcıdan gelir, ancak bu şekilde iyi olabilir çünkü. Her şeyi aldığınız bir yerde her şeyin üretildiğini sanmak büyük bir yanılgı. Hepsinin ayrı atölyeleri var. 


İş, pistir. Hangisi olursa olsun, dağınıktır. Eğer her işi bir arada yapmaya kalkışırsak dağılmamız da kaçınılmaz olur. O yüzden her işin bir alana ihtiyacı vardır, kendi için ayrılmış, kirliliğine ve dağınıklığına açık bir alana… Her işi yapan biri olmak, dağılmayı da getirir.


Ama biz demircilik örneğimize dönelim. Demirci atölyesi, demircilik için ayrılmış bir alandır. O işi yapmak için insanları biraraya getirir ve bir ev ya da bahçede yaratamayacağınız bir ortam oluşturur. İnsan ortamla düşünür, ortamın atmosferine göre davranır, düşüncesi ortamın genişliği kadar geniş, darlığınca dardır. Burada genişlik ve darlık kavramlarını metrekare olarak değil, ortamın sağladığı olanaklar olarak söylüyorum.


Bir demircilik atölyesi, işin kirinden pasından, çapağından korkmayan bir ortamdır. Kirlenmek, işin doğasındandır ve kirden korkmamak, onun en büyük gücüdür. Sırf bu hal bile atölye ile bir evin bahçesi ve balkonu karşısında onu güçlü bir konuma yerleştirir. Atölye gücünü, elini taşın altına koymaktan doğacak sorunları ve kirlenmeyi göğüslemekten alır. Bir ev, iş için yapılmamış bir mekan olduğundan atölyede en küçük bir çapak olarak görülen şey, orada bir facia olarak görülür ki bu da son derece normaldir zaten.


Her iş kirlidir dedik. Aşk da, sevgi de bundan muaf bir iş değil ki? Aşk da, sevgi de pistir. Eğer onun için özel bir atölye hazırlamazsak, oluşacak kirle pasla mücadele etmek imkansızdır. Hijyen takıntılı zihnimizde bir aşk dağınıklığı, bir aşk kirliliği fazladan, uğraşılması gereksiz ya da ancak işin ehilleri tarafından yapılacak bir hale gelir. Onun kiriyle, pasıyla, dağınıklığıyla uğraşmak yerine zihnimizin evinden çıkartmayı tercih ederiz.


Hijyenik ama hep bir şeyin eksik olduğu zihin evimizde mutlu(!) yaşarız. İşi ustalara bırakarak…