6 Ağustos 2009 Perşembe

Olayın Kendisi Kutlamaysa Törene Gerek Yoktur

hemen bir iki örnekle açıklayalım... şunu unutmamak gerekir ki şahsen bu törenlere karşı değilim... yapılabilir, eğlencelidir de.. ama sadece eğlencelidir... bu törenlerin aslında bir şeyler gizleyen yapısını görmezden gelme lüksünü vermez bize... bilelim, öğrenelim...

evlilik törenleri ve kutlamaları: eğer evliliğin kendisi bir kutlamaysa neden törenler yapılıyor, tüm aile ve arkadaş fertlerinin çağırıldığı kutlamalar düzenleniyor.. "yahu biz aşkımızı pekiştiriyoruz, size ne oluyor?" demez mi adam? ama yok kutlamalar yapılıyor herkes çıkıyor göbek atıyor, ya da şatafatlı bir gösteri haline geliyor olay. neden? çünkü evlilik doğal bir şey değil... doğal olmadığı için de sorunlu olması zorunlu. evlenme bizim bulduğumuz ve organize ettiğimiz, mülkiyet kavramının bir ileri aşaması "insana sahip olmak" hem de bunu belediye ve devlet nezaretinde yapmak. eğer evlilik töreni gelin ve damat için olsaydı muhtemelen onlar için, onlar onuruna yapılan bu tören hiçbir evli kadın ve erkeğin aklından çıkmazdı ama biz bir kere bile "hayatımda en eğlendiğim gün, evlendiğim gün, hiç unutmuyorum o günü." diyen birine rastlamayız. bunun yanında gerçekten seven çiftler vardır... onlar evlilik yapacakları zaman kutlamaları geçiştirirler, kasmazlar ve rahat bir şekilde atlatırlar... çünkü sevgi vardır zaten bundan güzel kutlama mı olur?

doğum günü kutlamaları : hayatla barışık; kendini olumlamış; öyle arkadaşlarım var mı, allahım yoksa ben yalnız mıyım triplerinde dolaşmayan ne kadar insan varsa, doğum günü kutlamalarından kaçınırlar. çünkü onlar için doğulan gün değil, yaşanan her gün ayrı bir değerdir. yaşamında bir sorun yok ki, doğduğun gün, tüm geçirdiğin günlerin acısını çıkarırcasına eğlenesin, çevrene kaprisler yapasın, hediyelere boğulasın. ha doğum günü olmuş ha 26 haziran 008 olmuş.. ne farkeder... önemli olan sensindir, arkadaşlarınla irtibatındır, dünyaya kattıklarındır... arkadaşların seni seviyorsa, sen dünyayı ve dünya seni seviyorsa yaşadığın her gün armağandır. ama tam tersiysen rahatlamak isteyeceksin, en azından bir gün bütün bunları yaşamış (yapay da olsa) olmayı arzulayacaksın ve harika bir doğum günü partisi düzenleyeceksin... herkes senin için gelecek, sana hediyeler verecek.... canım egom, güzel egom... ama bu arada ölüme bir adım daha yaklaştın... bundan sözeden yok maşallah... her günün kıymetini bil diye bir doğum günü mesajı versem sana, "beni ölümle tehdit ediyor" diye polise gidersin...

yılbaşı kutlamaları: güle güle geçmiş yıl hoşgeldin yeni yıl... yepyeniyiz artık hepimiz, genceciğiz.. bütün acılarımız dertlerimiz geçen yılda kaldı, artık sıfırlandık. yepyeni bir sayfa açtık, rahatlayalım... yok ya! dünyaca ölüyoruz lan!!! dünya da yaşlanıyor, biz de, zaman geçiyor, geçen yıl neler yaptın bunun muhasebesini yapan var mı? yok.. bu muhasebeyi yapanlar için de yılın başı olmuş, kıçı olmuş önemi yoktur zaten.

çok iddialıyım, bir yerde bir tören varsa oradan kıllanmak gereklidir. kutlamalar varsa muhakkak bir şeyler gizleniyordur, göz boyanıyordur ve ilgi başka yerlere kayıyordur.

Not: Bu yazıda noktadan sonra büyük harf kullanmamam, bir tür arızadan kaynaklanıyor. İmla yanlışından ziyade olanaksızlıktandır. Bu kötü kullanımdan dolayı özür diliyorum.

Hiç yorum yok: