17 Mayıs 2010 Pazartesi

KÖTÜYE BAKIP, HALİNE ŞÜKRETMEK

Bulunduğu herhangi bir durumdan dolayı rahatsız olanları, dünyadaki daha kötü durumları örnek göstererek teselli edenleri oldum olası anlamam. Bu, kişileri ya da toplumları, teselliye uğraşanların, uyguladıkları bu metoda bir eleştiri. Yoksa insan, elbette, bulunduğu noktayı gerisindekine ve ilerdekine bakarak tayin etmeli...

Ama teselli ederken hemen kötüyü örneklemek, işin kolayına kaçmak, teselli edilenin potansiyelini değerlendirmeksizin "günü kurtarmak" adına, egoyu okşama üzerinden yapılan bir şey.

Birden fazla insana, aynı anda teselli vermek zorunda olan dinlerin, genelde, bu yolu seçmesi de gayet doğal. Kötüyü söyleyim, o kötü durumun detaylı ve güçlü bir tasvirini yap, sonra da şükür bekle... Dinler açısından bunu -doğru bulmasam da- normal buluyorum. Zira din, bireye değil, ümmete hitap eden bir şey.

Ama bir arkadaş ya da bir topluma bunu yaparsanız, iyi niyetinizden şüpheye düşerim. Zira, o kişi/toplumun dinamikleriyle bir başka kişi/toplumun dinamikleri ve barındırdığı potansiyel arasında, birbirlerine benzer görülseler de, dağlar kadar fark olabilir: Tarihsel süreç, politik yaklaşım, inançlar, ahlaki değerler ve daha sayabileceğimiz bir çok etken, o durumu hazırlamışken ve o sorunun içinden, bu etkilerin bağlamıyla oluşmuş kişi/toplum çıkmalıyken, "Bir de şunlara bak, onları düşün de, haline şükret!" demek, uyutmacadır. Anlık bir ferahlık sağlamaktır, başka bir şey değil.

Bu yaklaşımdaki arkadaştan da, siyasetçiden de uzak durmak isterim.

Hiç yorum yok: