Yılan, birçok toplumda önemli bir simge olarak gözüküyor. Yılan (hem zehri ile), ölümü; hem de (içinde barındırdığı panzehir ile) yaşamı ve onun iyileştirici yönünü temsil eder. Tıpta simge olarak kullanılmasının nedenlerinden biri budur. Yani yılan simgesiyle, yaşamın ve ölümün bir bedende toplanmış olduğunu düşünebiliriz. yoksa şifalı bir bitki de, yılan yerine bir simge olabilirdi, ancak tek başına eksik kalırdı. Yılan simgesiyle anlatılmak istenen, aynı zamanda, "Hastanın iyi olması yine hastanın kendisine bağlıdır, esas iyileştirici güç onun içindedir. Biz ne yaparsak yapalım, önce hastanın iyileşmeyi istemesi gereklidir." noktasıdır.
Birbirine dolanmış olarak çok sayıda yılan tasviri bulunuyor: bu durumdaki yılanlar çiftleşme pozisyonunda demektir ve bu da bereketi simgeler, zaten hayat döngüsünün simgesi de ouroboros adı verilen ve kendi kuyruğunu yutan yılanla ortaya konmuştur.
Çiftleşme durumundaki yılan figürüne dönersek, bu, doğanın şifalı türlerinin, yine şifalı türlerle birleşmekle etkisinin artacağına işaret eden bir simgedir.
Ayrıca yılan, kovuklarda yaşayan, fakat hangi türü olursa olsun, yüzebilen, rahatlıkla tırmanabilen çok güçlü bir hayvandır. Bir çok işi başarabilen, aşkınlığın simgesi olan bir canlıdır. Tek eksik kalan yönü uçmaktır diyebiliriz. Ama kadim bilgelik bu hayvanı uçabilen ve dolayısıyla başka bir aşkınlık simgesi olan kuş ile birleştirerek, mitlere sokmuş, adına ejderha ya da dragon demiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder