Sınırlı ve dar bir bakıştan doğar tavizsizlik. Her türlü darlığın ve sınırın en temel sebebi ise korkudur.
Eğer kendimizi güvende hissetseydik, hiçbir hırsızın yaşamadığı bir ütopik dünyada olsaydık, kapımızı kilitler miydik; gizleyecek bir şeylerimiz olmasa perdelerimizi kapatır, komşumuzla aramıza duvarlar örer miydik?
"Benim dokunulmazlarım var." diyen biri korkmaktadır. Dokunulmazlara dokununca ortadan kalkacağına, hiçbir amacı kalmayacağına inanan, aciz bir korkaklıktır bu.
Kişinin taviz vermeyeceği hiçbir şey olmamalıdır. İdeal olan bu. Çünkü ideal hiçbir şeyden korkmayan kişidir. O kişidir ki, uçsuz bucaksız bir dimağa ve kimseye hesap vermeyi dahi düşünmeyecek güvene sahiptir.. Korktukça sınırlı olursun, küntleşirsin.
Korkularla dolu olup aşık olunamaması bundan. Sen korkularınla yarattığın "tavizsiz" ve sınırlı dünyanda, aşk gibi sınırsız ve her anı özveri isteyen bir şeyi bekleme, daha çok beklersin.
"Şunu yaparsa affetmem." ; " Bu benim olmazsa olmazımdır." derken çok güçlü göründüğünü sanan ahmakların halini; risk alarak, acıyla aşkın yolunda yürüyenlere gıpta ve kıskançlıkla bakarken hep görmüşümdür.
1 yorum:
Yargılamak, sınırlar koymak kolay şeydir. Ama nedense kendi nefsine koymaz o sınırları insan. Ya da kendini eleştirip yargılamaz. Karşı cinsi, başka ırkı, üreteni, paylaşanı, başkasını yargılar. Zifte bulanmış gibi nefret havuzunda yüzer insanlık.
Sizin gibi bu zifte bulanmışların farkında olanlara rastlamak ne güzel bir mutluluk! Çünkü modern dünyada onlar pek bir revaçta.
Yorum Gönder