7 Haziran 2011 Salı

İNSANA UZAK HABERCİLİK ANLAYIŞI!


Bugünkü Haber Türk gazetesi, İstanbul Eki...

Muhabir Eray Erollu...

Fahri Bayram adlı vatandaşın pazar akşamı Boğaziçi Köprüsü'ndeki intihar girişimini anlatıyor.

Ama o, Fahri Bayram'ın intihar teşebbüsünü, trafiğin tıkanmasından daha önemsiz buluyor olacak ki, şöyle bir altbaşlık kullanıyor: "Pazar gecesi olacak şey değil."

Müthiş muhabir Erollu, intihar teşebbüsünde bulunacakların da pazar günlerinin resmi tatil olduğunu mu düşünüyor bilemeyiz ama, Fahri Bayram'ın "şov yaptığı"ndan da bizi haberdar ettikten sonra, fotoğraf yanındaki yorumu şöyle bitiriyor: "Tabii ki intihar etmesini kimse istemez ama millete de boşu boşuna işkence çektirmeye hakkı yoktu..."

Buradan anlıyoruz ki, vatandaşımız Fahri Bayram'a "Fahri! Buna hakkın yok." diye fırça atan müthiş muhabire göre, eğer Fahri Bayram intihar etmiş olsaydı en azından "millet"in bu "çektikleleri", boşu boşuna olmayacaktı...

Neresinden tutulsa elde kalan bu haberin asıl kötü tarafı muhabirin Türkçe'den bihaber olması değil, olaya, büyük bir gazetede bu şekilde değinebilecek cürete sahip olması. Bu nasıl bir rahatlık, nasıl kirlenmiş bir bakış açısı?

İşin bir de şöyle bir tarafı var: Kim intihar eder? Özel hayatında ve çevresinde gelişen bir çok olayın sonucunda yaşamının bir değeri kalmadığını hisseden kişi... İntihara teşebbüs edenlerin de yakarışları bir farkedilme arzusudur aslında. Şimdi bu haberi okuyan Fahri Bayram, ne hissetmiş olabilir, bir düşünün.

İnsan hayatı bu kadar ucuz değil. Özellikle kendini bilmez muhabir bozuntularının leş gibi kalemlerinin serbestliğinin, rahatça karalayacağı kadar hiç değil.

Bunu en iyi gazetecilerin bilmesi gerekir.

Fotoğraf yayınlama konusundaki bilgisizliğimi bağışlayın diyerek, haber için buraya tıklayabilirsiniz.

Hiç yorum yok: