11 Nisan 2011 Pazartesi

CARTEL’DEN HOŞ BİR SEDA.


Bundan 16 yıl önce, rap müziği sadece yabancıların yapabileceğini düşündüğümüz, pop müziğin pek büyük bir atılım gerçekleştirdiği yıllardı.


Ayrıca, Güner Ümit adlı çok popüler sunucunun bir canlı yayın sırasında alevilerle ilgili olmayacak sözler söylemesi sonucu tv hayatının bittiği (aynısını geçenlerde Mehmed Ali Erbil de yaptı, ama onun tv hayatı falan bitmedi); Gaziosmanpaşa mahallesi’nde iki kahvehanenin otomatik silahlarla taranmasından sonra çıkan olaylar ciddi bir hal kazandığı; Nasuh Mahruki’nin Everest’in tepesine çıkan ilk türk olduğu, Melih Gökçek’in, Ankara’nın ambleminden Hitit Güneşini çıkardığı (yerine ne koyduğunu siz bulun) hasılı enteresan bir yıldı 16 yıl önceki 1995 yılı.


tam bu sırada alman-türk ortak yapımı olan Cartel adlı bir grup, gayet milliyetçi söylemleri, güzel bir müzik altyapısıyla sunan rapiyle hayatımıza şimşek hızıyla girmişti. Hop, ne oluyor dur demeye kalmadan, ortalık, “Caırrtieeel bir nummara en büyyük...!” diye diye dolaşanlarla dolmuştu. Ne yalan söyleyim, benim de ezbirimdeydi o parça (unuttum şimdi.)


Türkiye’nin enteresan hali üstüne, bir de Almanya’da ard arda Türklere karşı girişilen saldırılar artmış bu olaylar Türkiye’ye hemen yansımıştı. Hatta bu arkadaşların kliplerinde bu saldırılardan arta kalan yanmış arabalar, sokaklara taşmış insanlar da yer alıyordu.

Vallahi iyi müzik yapıyorlardı. Sözleri de kötü değildi. Biz bu adamları ülkücü sandık, ama değillerdi. Bunu hem şimdi bakınca anlıyorum, hem kendileri de ülkücü olmadıklarını söylüyor (bak inanıyorum hemen. Samimi ol, canımı ye)...


İyi bir rap anlayışı, iyi altyapı ve müzikal tada sahip olup bir de doğru yer ve zamanda olunca, gazı almak hiç de zor olmuyor. O zamanlar Cartel’de de bu böyle oldu ve müthiş bir başarı yakaladı.


Ama hızlı giden atın boku seyrek düşer kabilinden, bir süre sonra Cartel’i göremez olduk, yine bir çıkıp, parladıktan sonra tek albümlük müzik hayatını ileri götüremeyen sağlam rock grubu Ünlü ile bir ortak çalışma yaptılarsa da, sonrasında pek rastlamadık kendilerine ve bu durum tam 16 yıl sürdü. Şimdi Cartel karşımızda.

Şuan 18 yaşlarında olanların hatırlamayacağı Cartel, geçenlerde Beyaz Show’a çıktıklarında, Beyazıt Öztürk kuliste çok bekledikleri için özür dileyince Grubun solisti, “16 yıldır bekliyoruz biraz daha bekleriz sorun değil.” gibi, geriye atılmış ses sanatçısı ya da “Yeşilçamın unutulan yüzü, bir zamanlar hepimizi güldüren o sanatçı yıllardır ihmal ediliyor.” tadında bir mağduriyet alanına girmek istemişti.

Halbuki gerek yokmuş. Aldım, albümü dinledim. mis gibi albüm olmuş. Rap müziğin hayatla derdi olan kıvamını, ajitasyona varmadan tutturan; müzikal olarak gayet kaliteli bir altyapı kuran; zaman zaman gaza getiren, zaman zaman sözleriyle kafamızı açan gayet güzel bir çalışma.

Tanıyan, tanımayan herkese, Cartel’i öneririm.



Hiç yorum yok: