26 Temmuz 2012 Perşembe

İYİCE CANIMIZ SIKILMAYA BAŞLADI

Birkaç ay önce, Korsan'a Karşı Olmamak adında bir yazı yazmıştım. Bu yazıda yazdıklarımı bilk akıl eden elbette ben değildim. Sanat çevrelerinde, korsanın, tekelleşmeye, sanatın kalitesizleşmeye başlamasına karşı bir çıkış olduğuna dair kanı gittikçe artmakta... Korsanın bir arayışın sonucu olduğunu düşünen bir sürü insan var artık.

Konuyu buraya bağlamak zor değil, yazının sonuna kadar sabredin.
Geçen gün Moda'nın sevdiğim mekanlarından biri olan Bast Cafe'de otururken, genelde kafelerde dağıtılan "beleş" dergi Karga'ya rastladım. Karga, tüm kalitesi ve içeriğiyle yıllardır bizimle, tüm dergicilik tekelleşmesinin içinde kardelen gibi varolmayı başarıyor diye düşünürken, sayfaları içinde de ayrı bir sürprizle karşılaştım.

Tayfun Polat'ın röportaj yaptığı, kendi deyişleriyle, "Türkçe sözlü güzel müzik." yapan grup, Rehber...

Bu grupta en çok dikkatimi çeken şey, müzik ve sanata bakışlarındaki oturmuşluk, özgüven... Grubunu vokalisti Serhad Özmen'in şu sözleri bunu göstermiyor mu: "(...)Herhangi bir şeyi beğenmede kişinin ahlakı, kültürü ve morali belirleyici rol oynar. Bu belirleyici kavramlardan birinin eksikliği, beğenide çarpıklaşmaya meyil verir(...)"


Eğer bir müzisyende, müziğine güven yoksa şu demeci nasıl verir? Grubun bas gitaristi İlker Filiz bakın ne diyor:  "(...)Memlekette yuhalama kültürü yok ya. Kötü müzik yapılıyor seyirci de alkışlıyor, bravo diyor. Ajdar çıkıyor, adamla dalga geçiliyor, adam da kendini megastar zannediyor. Yazık değil mi ya? Ne kadar ikiyüzlüyüz.(...)"


Peki bu müzisyenler para karşılığı müzik yapma, müzikte paranın yeri meselesi üzerine ne düşünüyor olabilir? Yine Serhad Özmen'e kulak verelim: "(...)Bir şeylere "rehber" olma amacıyla bir şeyler yapıp, onu rafa koyup üzerine etiket koyarak insanlara satarsanız, bu biraz yalancılık olur, ikiyüzlülük olur. Madem ki paylaşmak istiyorsun, onu internete herkesin ulaşabileceği bir şekilde koymak lazım. (...) Müziği paralı bir hale getirenler, şu anda utanması gerekenler. Türkiye'de birisinin yaptığı müziği beğeniyor olsaydım ve müzik sektörünün yok olduğunu bilseydim, onun konserine gitmek gibi bir görev edinirdim kendime. Galiba bu tabana doğru gidiyoruz; insanlar sevdiği müziği, beğendiği grupları kendileri var ettirecekler."


Korsanın bir hırsızlık şekli olduğunu sanmıyorum. Halkın duygularının sömürülerek, yine ona satılan sanat ile o sanatı üreten "sanat" çevrelerinin hırsızlık üzerine ukalalık edip, mevzunun prensiplerini ortaya koyma çabalaması son derece saçma.

Korsan, şuan için "korsan". Bir gün gelir, devran döner.

Yaşadığı zamanda kendisine haydut denen, şimdi ise memleketinde bir kahraman olarak görülen William Wallace ile ilgili, İlker Filiz'in sözleri akıldan çıkarılmamalı: "Bravehart'tan tanıdığımız cengâver abimiz William Wallace da sonuçta halktan biriydi. Canını sıktılar, William Wallace oldu." 


Artık gerçek sanatçıların canı sıkılmaya başladı.


Koray Onur

Not: Grubun albümünü indirmek isterseniz www.rehbertuar.com sitesine uğrayın.

Hiç yorum yok: